Bir Şeyi Çok İsteyince Neden Olmaz?
Bir Şeyi Çok İsteyince Neden Olmaz?
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz? Çok istediğimiz şeyler neden olmaz? Neden istediklerimiz gerçekleşmez? Hayatımızın gidişatını ve büyük bölümünü doğuştan aldığımız etkiler belirler. Aldığımız her etki birer köprü (kolaylık) veya direnç noktası (zorluk) gibidir. Ya herşey çok kolay olur veya ne kadar çok istersek isteyelim bir türlü isteklerimiz gerçekleşmez. Bizim ömür boyu isteyipte elde edemediklerimize bazıları doğuştan sahip olabilir veya kısa sürede elde edebilir.
Bir şeyi çok isteyince olmaması bizim lanetli olduğumuz anlamına gelmez. İstediklerimizin olmaması kompleks haline getirilmemelidir.
Konuyu öncelikle iki başlık halinde ele alarak ayrıntılara girelim.
- İstediklerimizin olmaması
- Bir şeyi ısrarla çok isteyince olmaması
İstediklerimiz Neden Olmaz?
İstediğimiz şeyler neden olmuyor? Hayatta hiçbir istediğim olmuyor ama neden?
Samimi istekler, bilgi seviyesinde ise kendisi karşımıza çıkar
İstekler, mıknatıslardaki çekim gibidir. Bunu bir çoğumuzun yaşadığı bir örnekle ele alalım.
Öğrenmeyi çok istediğimiz bir bilgi vardır veya hatırlamaya çalıştığımız bir kelime, formül veya olay… Fakat bir türlü o bilgiye nasıl ulaşacağımızı bilemeyiz. İlginç bir şekilde bu bilgi bir süre sonra hiç ummadığımız bir şekilde karşımıza çıkar.
- Arkadaşımızla sohbet ederken uzun süredir öğrenmeye çalıştığımız bir konu arkadaşımız tarafından anlatılır.
- Hatırlamaya çalıştığımız bir kelimeyi bir anda dikkatimizi çeken bir tabelada okuruz.
- Aklımızı kurcalayan bir konu o an açık olan televizyondaki bir programda anlatılır.
- Bulamadığımız bir formül masanın üzerinde açık olarak bırakılan kitapta anlatılmaktadır.
- İnternette araştırma yaparken uzun süredir aradığımız ama o an aklımıza gelmeyen bir konuyu farklı bir konuyu araştırırken açılan sayfada diğer konular arasında buluruz.
- Yere atılmış gazete sayfasında o an düşündüğümüz bir konu hakkında aklımıza takılan sorunun cevabı yer almaktadır.
- Araba almak isteriz, bir internet sitesinde nasıl para kazanılabileceği ile ilgili bir makale görürüz.
Bu ve benzeri çok sayıda örnek vardır. Konuya özellikle bu noktadan girdim çünkü “bir şeyi çok isteyince olmaması” aslında bizim yanlış yöntemler kullanmamız veya isteklerimizi yanlış yönlendirmemizle ilgilidir. Samimi ve gerçekten ihtiyaç olan hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Özellikle bilgi seviyesinde olan istekler gerçekten ihtiyacımız varsa mutlaka karşımıza çıkar.
Neden Her İstediğimiz Olmaz?
Bir çoğunuz yukarıda anlatılanlardan cevabı çıkarmışsınızdır. Neden her istediğimiz olmaz? Aslında olur fakat bizim beklentilerimiz ve yöntemlerimiz yanlış olduğu için biz bunların farkında olmayız. Yani biz son model bir araba istediğimizde bir sabah uyandığımızda karşımıza paketlenip kapımıza konulmuş bir araba bulmayız. Bunun yerine eğer gerçekten ihtiyacımız varsa ve samimi isek, ihtiyacımız olan arabayı almak için nasıl para kazanabileceğimiz ile ilgili bilgiler ve ilhamlar gelir. Bunları değerlendirmek ve kullanmak kişiye bağlıdır.
İlahi Yasalar Laubaliliği Dikkate Almaz
Konuyla bağlantılı olarak aşağıdakilere benzer istekler doğal olarak cevap bulmayacaktır.
- Arkadaşlarınıza gösteriş yapmak için son model araba sahibi olmayı istemek
- Arkadaşlarınıza ve çevrenize ne kadar üstün olduğunuzu göstermek için ihtiyacınızdan fazlasını istemek
- Size yapılan yanlışların intikamını almak ve acı çektirmek için daha fazla imkana sahip olmayı istemek
- İhtiyacı olmadığı halde egosunu tatmin etmek için istemek
- Arkadaşlarına gösteriş yapmak ve en iyisini elde ettiğini herkese göstermek için zengin biri ile evlenmeyi istemek
Ve benzer durumlar… Bu gibi istekler de, ısrarla çalışanlar için olacaktır ancak sonuçlarına katlanmayı peşinen kabul etmiş olursunuz. Gösteriş için yapılan evliliklerin sonu ayrılık, acı çektirmenin sonu daha fazlasıyla size veya yakınlarınıza daha büyük acılar, üstünlük ve gösterişin sonu yalnızlık….
İsteklerimiz Bizi Hakkımız Olana Yönlendirir
Balık tutmaya gittiğinizde “herkese nasıl balık tuttuğumu göstereyim, hayran kalsınlar” düşüncesiyle giderseniz ve nasıl fazla balık tutulacağını tam olarak bilmiyorsanız, arkadaşlarınız balık tuttukça siz kıskançlık krizlerine giriyorsanız büyük bir ihtimalle eliniz boş dönersiniz.
Eşinizin, çocuklarınızın veya anne babanızın uzun zamandır balık yemedikleri için balık tutmak isterseniz kovanıza balıklar kendiliğinden dolmaz. Bunun yerine yanınıza gelen biri size neler yapmanız gerektiğini söyleyebilir veya neler yapmanız, tam olarak nerede balık tutmanız gerektiği ile ilgili ilham gelebilir.
Siz kovayı ağzına kadar doldurmak istersiniz ancak ihtiyacınız olan 6 altı balıktır ve o kadar balıkla dönersiniz. Sebepler ve istekler ne olursa olsun kurallar yerine getirilmediği sürece isteklerin karşılığı “isteklerinizi elde etmek için ne yapmanız gerektiği” ile ilgili bilgiler olacaktır. Tüm kurallara uyulduğunda istekleriniz tıpkı bir mıknatıs etkisi gibi balıkları size çekebilir.
Sonuç olarak isteklerimiz yerine gelir fakat ayağımıza hazır olarak gelmez. İstediklerimizi elde etmek için yapmamız gerekenler bize yönlenir.
Bir Şeyi Israrla İsteyince Olmaması
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz? Bir şeyi çok istemek ve olmaması. Bir şeyi çok istersen neden olmaz?
İsteklerimizi fırlatılmaya hazır oklar olarak düşünün. İstediğinizde yay gerilir eğer onu bırakmazsanız, her istediğinizde yay gerilmeye devam eder. Sonra siz “Ne kadar istesem de olmuyor, vazgeçtim” dediğinizde enerji serbest kalır ve ok o an fırlatılır.. Nereye mi? Asla hedefine değil..
Derslerinde başarılı olmak isteyen bir öğrenci “yüksek not almak istiyorum” şeklinde bir istekte bulunduğunda bunun karşılığı yüksek not alması için neler yapması gerektiği ile ilgili bilgilerdir. Bu bilgileri kullanmak ve değerlendirmek öğrenciye kalır.
Ancak bu istek bazen o kadar sık tekrarlanır ki bir türlü ok fırlatılmaz, sürekli istek noktasında kalınır. Şişirilen bir balon düşünün. Her istekte bir miktar daha şişirilir sonuçta “olmuyor, yapamıyorum, başaramıyorum, canım hiç ders çalışmak istemiyor” der ve hiç ders çalışmayanlara bakarak vazgeçer. Enerji serbest kalır ve balon patlar.
Beklenti, hiçbir şey yapmadan yüksek notlar almak olduğunda ne yapması gerektiği ile ilgili bilgiler de gelmeyebilir.
İsteklerde Samimiyet ve Sonucu Beklemek
İsteyin ve yapmanız gereken ne ise onu yapmaya devam edin. İsteklerde samimiyet varsa bir şekilde ne yapmamız gerektiği karşımıza çıkacaktır. Beklentilerimizin karşılığı hiçbir şey yapmadan ayağımıza gelmesini istediğimiz para ise hiçbir zaman gökyüzünden para yağmayacaktır. Çünkü insan sadece kendisi için ister. Sadece kendisinde olsun ister.
Tatmin olma yolu, sadece kendisinin sahip oldukları ve diğerlerinde bulunmaması, olduğunda hiçbir zaman gerçekleşmeyecek döngüsel bir süreç başlar. Bunun ne zaman tetiklendiğinin bir önemi yoktur.
Atlanmaması gereken önemli bir nokta var. Bir başkasının “bunu iste; talep et; gelir, olur, gerçekleşir” demesi ile kendinizin “ihtiyacım var buna sahip olmak istiyorum” şeklindeki söylemleri farklı sonuçlar doğuracaktır. İlk istek başkasının yönlendirmesi ile gerçekleşir ve büyük ihtimalle talebin kaynağı sizin gerçekten ihtiyacınız olması değildir bir başkasının “ben söylemiştim, yaptı ve oldu” şeklinde kendisini tatmin etme dürtüsüdür.
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz? İstiyorum olsun mu?
İhtiyaçlar sizi kalbi veya dilsel olarak bir şeyler istemeye yönlendiriyorsa bunu mutlaka kelimelerle ifade etmenize gerek yoktur. Bir şeyler yapma ihtiyacı ortaya çıktığında “bunu istiyorum” demek ego kökenlidir. İhtiyaç ve ihtiyacı gidermek için çaba sarfetmek insanı sonuca götüren bir sürecin içerisine sokacaktır. Bu sürecin nasıl değerlendirileceği gene ihtiyaçlar ve taleplerle ilgilidir.
Hayırlısını İstemek Ne Demektir?
İsteklerimizin şekli, olasılıklarla ortaya çıkan sonuçları etkiler. Bir şey olmuyorsa neden olmuyordur?
İstekler ve taleplerde ısrar edildiğinde doğum anında sahip olduğumuz etkiler bu taleplerin ve isteklerin sonucunu etkileyebilir. Aslında olduğunda bizim için iyi olmayacak sonuçlarda ısrarlı davranmak sonuçta “neden olmadığını şimdi anladım” dememize neden olabilir.
İsteklerimizin mıknatıs etkisine benzetilebileceğinden bahsetmiştik. Bu isteklerimizi “Eğer benim için hayırlısı ise veya benim içi iyi olacaksa” şeklinde dile getirdiğimizde itme çekme kanunda olduğu gibi değişimler meydana gelecektir.
“Benimde bu kalemden olsa” diyen bir çocuğu ele alalım. Daha önce prekognisyon ve premonisyon konularında dile getirilen “düşüncelerin oluşlara etkisi” konusunda olduğu gibi istekler ve gerçekleşmesi sonuçları da etkileyecektir.
Israr ve Olasılıkların Sonuçlara Etkisi
Çok ısrar eder ve sonuçta o kaleme sahip olur fakat arkadaşı kalemi kullanmak istediğinde izin vermez ve aralarında bir tartışma başlar. Tartışma sonrası kalemin sivriltilmiş kısmı çok acı bir yaralanma ile sonuçlanır.
Konuyu başa alacak olursak çocuk “benim için sonuçları iyi olacaksa” şeklinde bir istekte bulunduğunda sonuçta olumsuzlukların ortaya çıkma ihtimalleri varsa büyük ihtimalle o kaleme hiçbir zaman sahip olamayacaktır. Ancak sonucu etkileyecek ihtimaller değiştiğinde o kaleme sahip olabilir. Sahip olduğu herşeyi kullanmayı isteyen bir arkadaşı varsa ve O’da hiçbir zaman paylaşmak istemediği için tartışma ihtimali süreklilik arzetmekte ise bu döngü o arkadaşından uzaklaşıncaya veya kendisi paylaşmayı öğreninceye kadar devam edecektir.
Bu örnek hayatımızda “istiyorum ama olmuyor” dediğimiz bir çok şey için de geçerlidir. Sebepler ne olursa olsun “neyi neden ve nasıl istediğimizi” iyi bilmeliyiz. Çünkü kaleme sahip olduktan sonra ortaya çıkan yaralanmalardan çok daha ağır sonuçları olan örneklerde vardır.
İstemenin Gücü ve Beklentiler
İnsan doğası gereği, bir şeyi çok istediğinde tüm enerjisini ve dikkatini o hedefe yönlendirme eğilimindedir. Bu durum, motivasyon ve hedef belirleme açısından büyük bir önem taşır. Bir şeyi çok istemenin gücü, kişiyi harekete geçiren ve potansiyelini ortaya koyan bir faktördür. Ancak, beklentilerin ve isteklerin yoğunluğu, bazen istenilen sonuca ulaşmayı zorlaştırabilir.
Bir şeyi çok istemek, bireyin hedeflerine ulaşma konusunda kararlılığını artırır ve başarıya giden yolda önemli bir itici güç sağlar. Hedef belirleme süreci, kişinin kendini motive etmesini ve daha disiplinli çalışmasını teşvik eder. Ancak, beklentilerin aşırı yükselmesi durumunda, hayal kırıklığı ve stres kaçınılmaz olabilir. Bir şeyi çok i̇steyince neden olmaz sorusunun yanıtı, bu dengeyi kuramamakla ilgilidir.
Beklentiler ne kadar yüksek olursa, başarısızlık durumunda yaşanan hayal kırıklığı da o kadar büyük olur.
Aşırı beklentiler, kişinin zihinsel ve duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir. Devamlı olarak bir hedefe ulaşma arzusu, stres ve kaygı seviyelerini artırarak, bireyin performansını düşürebilir. Bu durum, kişinin kendine olan güvenini sarsabilir ve motivasyonunu kaybetmesine neden olabilir. Beklentilerin gerçekçi ve ulaşılabilir olması, hem hedef belirleme sürecinde hem de başarıya ulaşmada kritik bir rol oynar.
İhtiyaç ve Arzu Arasındaki Fark
İnsan psikolojisinin temel unsurlarından biri, ihtiyaçlar ve arzular arasındaki farkı anlamaktır. İhtiyaçlar, hayatta kalabilmek ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli olan temel unsurlardır. Bu unsurlar arasında yemek, su, barınma ve güvenlik gibi temel gereksinimler yer alır. Arzular ise, kişinin kendini tatmin etmek veya mutluluğunu artırmak için istediği şeylerdir. Örneğin, lüks bir araba veya egzotik bir tatil arzulara örnek verilebilir.
İhtiyaçlar ve arzular arasındaki denge, bireyin psikolojik sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. İhtiyaçlar karşılanmadığında, bireyler stres, kaygı ve hatta depresyon gibi olumsuz duygusal durumlarla karşılaşabilirler. Öte yandan, arzuların aşırı hale gelmesi, kişinin kendisini sürekli olarak tatminsiz hissetmesine ve hayal kırıklığı yaşamasına yol açabilir. Bu durum, “bir şeyi çok isteyince neden olmaz” sorusunun psikolojik boyutunu da açıklar. Aşırı arzu,
gerçeklikten kopuk beklentiler oluşturabilir ve bu beklentiler karşılanmadığında, bireyde hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik oluşabilir.
Psikolojik olarak, ihtiyaçların karşılanması bireyin güvenlik duygusunu pekiştirirken, arzuların karşılanması mutluluk ve tatmin seviyelerini artırabilir. Ancak, ihtiyaç ve arzular arasındaki dengenin bozulması, kişinin psikolojik yükünü artırabilir. Örneğin, sürekli daha fazlasını istemek, bireyin mevcut durumdan memnun olmamasına ve sürekli bir arayış içinde olmasına neden olabilir. Bu durum, bireyin enerjisini tüketir ve uzun vadede tükenmişlik sendromuna yol açabilir.
Stres ve Baskının Etkileri
İnsanlar bir şeyi çok istediğinde, bu durum genellikle yoğun bir stres ve baskı oluşturur. Stres hormonları, özellikle kortizol ve adrenalin, vücutta çeşitli fiziksel ve zihinsel değişikliklere yol açar. Kortizol seviyelerinin yükselmesi, kalp atış hızının artmasına, kan basıncının yükselmesine ve kasların gerilmesine neden olabilir. Bu fizyolojik değişiklikler, kısa vadede vücudu tehlikelere karşı hazırlıklı hale getirse de, uzun vadede sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir.
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusunun yanıtı, bu yüksek stres seviyeleriyle doğrudan ilişkilidir. Yüksek beklentiler ve bu beklentilerin gerçekleşmemesi korkusu, bireyde performans kaygısı oluşturur. Bu kaygı, kişinin işlevselliğini ve performansını olumsuz etkileyebilir. Performans kaygısı, genellikle kişinin zihinsel kaynaklarını tüketir ve dikkati dağıtır. Bu durumda, kişi en iyi performansını sergileyemez ve istediği sonuca ulaşmakta zorlanır.
Stresin zihinsel etkileri de oldukça belirgindir. Yüksek stres seviyeleri, kişinin odaklanma yeteneğini azaltır ve karar verme süreçlerini olumsuz etkiler. Bu durum, bireyin mantıklı ve sağlıklı kararlar almasını güçleştirir. Ayrıca, sürekli yüksek stres altında olmak, tükenmişlik sendromuna neden olabilir. Tükenmişlik sendromu, kişinin enerji seviyesini düşürür ve motivasyonunu kaybetmesine yol açar. Bu da, kişinin hedeflerine ulaşmasını daha da zorlaştırır.
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusunun bir diğer yanıtı da, kişinin kendine aşırı baskı yapmasıdır. Aşırı baskı, kişinin kendine olan güvenini sarsar ve başarısızlık korkusunu artırır. Bu durumda, kişi denemekten kaçınabilir veya hatalar yapma olasılığı artar. Bu olumsuz döngü, kişinin arzuladığı şeye ulaşmasını engeller ve hayal kırıklığına yol açar.
Bilinçaltı Engeller ve Kendini Sabote Etme
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusunun ardında yatan önemli sebeplerden biri bilinçaltı engeller ve kendini sabote etme davranışıdır. Bilinçaltı, bireyin farkında olmadan düşüncelerini ve davranışlarını şekillendiren güçlü bir zihin katmanıdır. Olumsuz inançlar ve geçmiş deneyimler, bilinçaltında derin izler bırakabilir ve kişinin hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir.
Örneğin, çocukluk döneminde yaşanan başarısızlıklar veya olumsuz geri bildirimler, ileriki yaşamda özgüven eksikliğine yol açabilir. Bu, bireyin bilinçaltında “başarılı olamam” inancını pekiştirir ve kişinin kendini sabote etmesine neden olabilir. Kişi, bir hedefe ulaşmak için çaba gösterirken, bilinçaltındaki bu olumsuz inançlar, farkında olmadan kendi ayağına pranga vurmasına yol açar.
Kendini sabote etme, bir bireyin kendi eylemleriyle başarı şansını azaltması anlamına gelir. Bu, genellikle bilinçli olarak yapılmayan, fakat derin psikolojik sebeplerden kaynaklanan bir süreçtir. Örneğin, birey bir işi çok istemesine rağmen sürekli erteleme eğiliminde olabilir, yeterince çaba göstermeyebilir veya kendisine uygun olmayan hedefler seçebilir. Bu tür davranışlar, bilinçaltındaki olumsuz inançların ve geçmiş deneyimlerin bir yansımasıdır.
Olumsuz inançların ve bilinçaltı engellerin üstesinden gelmek için, bireylerin öncelikle bu engellerin farkına varması ve onları tanıması gerekmektedir. Bilinçaltındaki bu olumsuz kalıpları değiştirmek, zaman ve çaba gerektiren bir süreçtir. Kendi kendine olumlu telkinler vermek, başarılı olma inancını pekiştirmek ve gerekirse profesyonel psikolojik destek almak, bu sürecin önemli adımlarındandır.
Rahat Bırakma ve Akışa Bırakma Felsefesi
Hayatta bir şeyi çok istediğimizde ve bu hedefe ulaşmak için yoğun bir gayret gösterdiğimizde, bazen beklediğimiz sonuçları alamayabiliriz. Bu durumu, rahat bırakma ve akışa bırakma felsefesiyle aşmak mümkündür. Bu felsefe, kontrolü serbest bırakmanın ve sürecin doğal akışına güvenmenin önemini vurgular.
Rahat bırakma, hedeflerimize ulaşırken aşırı kontrolcü olmaktan kaçınmak anlamına gelir. Bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusunun yanıtı, genellikle üzerimizdeki baskıyı ve stresi artırmamızda yatar. Bu da motivasyonumuzu ve verimliliğimizi olumsuz yönde etkiler. Oysa rahat bırakma, zihinsel ve duygusal olarak daha dengeli ve huzurlu bir yaklaşım benimsememize yardımcı olur, bu da başarıya giden yolu daha keyifli ve verimli hale getirir.
Akışa bırakma ise, sürecin tadını çıkarmak ve anın getirdiği fırsatlara açık olmak anlamına gelir. Bu yaklaşım, hedefe odaklanırken aynı zamanda sürecin her aşamasını keyifle yaşamak gerektiğini savunur. Bir hedefe ulaşma yolunda karşılaşılan zorluklar ve engeller, öğrenme ve gelişme fırsatları olarak kabul edilmelidir. Akışa bırakma, hedefe ulaşma sürecinde karşılaşılan olumsuzlukları daha sakin ve yapıcı bir şekilde ele almayı sağlar.
Bu felsefeler, bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusunu yanıtlamada önemli bir rol oynar. Hedeflerimize ulaşmak için yoğun çaba sarf ederken, rahat bırakma ve akışa bırakma yaklaşımını benimsemek, hem zihinsel hem de duygusal sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Bu sayede, hedeflerimize ulaşma sürecini daha keyifli ve verimli hale getirerek başarıya ulaşmamız daha olası hale gelir.
Dış Etkenler ve Şans Faktörü
Bir şeyi çok istememize rağmen gerçekleşmemesi durumunda, dış etkenler ve şans faktörü önemli bir rol oynar. Hayatın karmaşıklığı, birçok olayın kontrolümüz dışında gelişmesi sonucunu doğurur. Bu faktörler arasında çevresel koşullar, diğer insanların düşünce ve davranışları, hatta beklenmedik olaylar yer alır. Örneğin, kariyerinde belirli bir noktaya ulaşmayı hedefleyen bir birey, ekonomik durgunluk gibi dış etkenler nedeniyle bu amacına ulaşamayabilir. Şans faktörü de bu bağlamda önemlidir çünkü bazen doğru zamanda doğru yerde bulunmak, doğru zamanı belirlemek başarıyı belirleyebilir.
Diğer insanların etkisi de göz ardı edilmemelidir. Bir projede başarılı olmak için ekip çalışmasına ihtiyaç duyulabilir ve ekip üyelerinin performansı ya da işbirliği düzeyi, bireyin hedeflerine ulaşmasını doğrudan etkileyebilir. Aynı şekilde, bir ilişkiyi sürdürmek isteyen bir kişi, karşı tarafın duygusal durumu veya yaşam koşulları nedeniyle bu amacına ulaşamayabilir. Bir şeyi çok istemek, bireyin kendi kontrolündeki faktörleri yönetmesini sağlasa da, diğer insanların etkisi her zaman önlenemez.
Zamanlama da bir başka kritik unsurdur. Bir fırsatın doğru zamanda değerlendirilmemesi, istenen sonucun elde edilememesine neden olabilir. Örneğin, belirli bir yatırım fırsatını kaçırmak, gelecekte büyük kazançları engelleyebilir. Bu gibi durumlar, sadece şans veya dış etkenlerin değil, aynı zamanda zamanlamanın da ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Başarı ve Başarısızlık Algısı
Başarı ve başarısızlık algıları, kişisel ve toplumsal perspektiflerden büyük ölçüde etkilenir. Bir şeyi çok istememize rağmen neden gerçekleşmediğini anlamak için öncelikle başarı ve başarısızlık kavramlarının nasıl tanımlandığını anlamamız gerekir. Toplumsal beklentiler, kültürel normlar ve kişisel hedefler bu tanımlamaları şekillendirir ve birbirleriyle iç içe geçer. Çoğu zaman, insanlar başarıyı belirli bir hedefe ulaşmak ya da belirli bir statüye erişmek olarak görürler; bu da başarı ve başarısızlık algısının bireysel motivasyonlar üzerinde güçlü bir etkisi olduğu anlamına gelir.
Bir şeyi çok istememize rağmen olmamasının arkasında yatan sebeplerden biri, başarı ve başarısızlık kriterlerinin subjektif doğasıdır. Örneğin, bir kişi için başarı, yüksek bir maaş veya prestijli bir iş olabilirken, bir başkası için aile ile geçirilen kaliteli zaman veya kişisel gelişim olabilir. Bu farklılıklar, kişisel hedeflerin belirlenmesinde ve bu hedeflere ulaşma sürecinde önemli bir rol oynar. Kişisel hedeflerin toplumsal beklentilerle uyumsuz olması, bir şeyi çok istememize rağmen gerçekleşmemesinin nedenlerinden biri olabilir.
Toplumsal beklentiler, başarı ve başarısızlık algısını büyük ölçüde şekillendirir. Birçok insan, başkalarının onayını kazanmak için belirli hedeflere ulaşmayı arzulayabilir. Ancak, bu dışsal motivasyonlar, içsel motivasyonların önüne geçerse, hedeflere ulaşmak daha zor hale gelebilir. İçsel motivasyon eksikliği, bir şeyi çok istememize rağmen neden gerçekleşmediğini açıklayabilir. Bir hedefe ulaşmak için içsel tatmin ve kişisel anlam bulmak, başarı ve başarısızlık algısının daha dengeli ve sürdürülebilir olmasını sağlar.
Dengeli Bir Yaklaşımın Önemi
Bir şeyi çok isteyince neden olmaz sorusu, çoğu zaman isteklerimizin peşinden koşarken dengeli bir yaklaşımı göz ardı etmemizden kaynaklanır. İsteklerimizle barışık olmanın ve beklentilerimizi yönetmenin önemi burada devreye girer. Bir hedefe ulaşmak için aşırı bir çaba sarf etmek, bazen bizi başarıdan uzaklaştırabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir zihniyet geliştirmek ve sürecin kendisinden keyif almak kritik bir rol oynar.
İsteklerimize karşı dengeli bir tutum benimsemek, uzun vadede daha sürdürülebilir bir başarı sağlar. İsteklerimiz uğruna kendimizi zorladığımızda, tükenmişlik ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygularla karşılaşabiliriz. Bu durum, motivasyonumuzu kaybetmemize ve hedeflerimizden uzaklaşmamıza neden olabilir. Oysa, daha gerçekçi ve yönetilebilir beklentiler belirleyerek, sürecin her aşamasında kendimize zaman tanıyabiliriz.
Ayrıca, sürecin kendisinden keyif almak, başarıya giden yolda önemli bir motivasyon kaynağıdır. Bir hedefe ulaşma sürecini sadece sonuca odaklanarak geçirmek, hem stres seviyemizi artırır hem de yaşam kalitemizi düşürür. Bunun yerine, her adımın tadını çıkarmak ve küçük başarıları kutlamak, hem psikolojik iyi oluşumuzu destekler hem de hedefimize ulaşmamızı kolaylaştırır.
Bu dengeyi sağlamak için bazı pratik öneriler de mevcuttur. Öncelikle, hedeflerinizi net bir şekilde tanımlayın ve bu hedeflere ulaşmak için küçük, yönetilebilir adımlar belirleyin. Kendinize karşı sabırlı olun ve ilerlemenizi düzenli olarak gözden geçirin. Ayrıca, meditasyon, yoga gibi rahatlama tekniklerini uygulayarak zihinsel olarak da dengede kalmaya özen gösterin.
Doğum Haritası ve Astrolojik Faktörler
Yaşamınız ve istekleriniz doğum haritanızda ve yaşamdaki amacınıza uygun mu? Eğer doğum haritanızda başarıya ulaşmak için aşmanız gereken engeller varsa ve siz her engelle karşılaştığınızda geri adım atıyorsanız veya çevresel etkilerden etkileniyorsanız doğal olarak bir şeyi çok isteseniz de istediğinize ulaşamazsınız.
Doğum haritanızdaki amacınızı, yetenek ve kabiliyetlerinizi belirleyin. İstedikleriniz bunlarla paralel mi? Eğer istedikleriniz bu noktalarla zıtsa olmaması sizin için zaten daha iyidir çünkü istediğiniz şey gerçekleştiğinde yaşam amacınıza ter bir yola gireceksiniz ve eninde sonunda yine başlangıç noktasına geleceksiniz. Çünkü elde ettiğiniz hiçbir şey sizi tatmin etmeyecek.
Doğum haritasında Jüpiter hangi konumda? Şans noktası hangi konumda ve açılar neler? Bunları belirleyin. Bazı insanlar doğum haritasında aldıkları etkilerle az çaba ile kısa sürede istediklerine ulaşabilirler ancak bu zaten onların yaşam yoludur. Ancak onlar da yaşam amaçlarına uygun davranmazlarsa veya elde ettiklerini kötüye kullanırlarsa bir süre sonra herşey tersine dönecek ve tatmin olamadıkları için zarar görüp mutsuz da olacaklardır.
Unutmayın herkes bu dünyaya gelirken kendisine verilen donanımla bir amaca hizmet etmek ve bir boşluğu doldurmak için gelirler. İstenilenler bunlara uygun değilse olmaması daha iyidir. Bunu ancak yıllar sonra öğrenebiliriz.
Ve şu sorulara cevap arayın. İsteklerinizi doğru zamanda dile getiriyor musunuz? Ve yaşamınız, donanımınıza uygun mu? Gerçekten istediklerinize uygun bir yaşamınız var mı? “Ah bir zengin olsam!” neden ve zengin olduğunda ne yapacaksın? Sadece keyif almak için, insanlara caka satmak için mi? Yoksa yaşamını daha verimli hale getirmek için mi bunu istiyorsun?
Son olarak,
Her şeyin bir zamanı vardır unutmayın.
ve
Defalarca her istediğinizle sınanırsınız.
23 Eylül 2018
www.parapsikoloji.net
“Bir şeyi çok isteyince neden olmaz?” Konusu içerisinde geçen tanımlamalar, Kendi tanımlamalarımı ifade eder. Tartışmaya açıktır. Genel geçer olarak kabul edilmeyebilir.
Son Güncelleme 6 Temmuz 2024 Elif Sude
Parapsikoloji.Net sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
kardeşim parapsikoloji diye site açmışsınız, ilgi çeken bir makale yazmışsınız. makalede hiçbir şey yok, arama motorlarında listelensin diye anahtar kelimeleri spamlamışsınız. yapmayın, bu tarz sitelere profiline türbanlı kız koyan kadın kişileri yazar olarak almayın. hayırlı günler.
Bunun maalesef yapılmasının nedeni çöp yığınları arasında insanları aramalarda bir şeyler bulup ihtiyaç duyacağı bilgilere ulaşmasını sağlamak. Bundan yıllar öncesinde farklı sitelerde vardı. Anahtar kelime girilmeden yazılan yazıların bir çoğundan kimsenin haberi dahi olmadı. O tarzda yazılmasına kesinlikle izin vermedik ama gördük ki ya sisteme uyulacak sistemin içerisine bir şekilde girilecek veya sayfalar dolusu yazıp “yazdım” olacak. Şu an birinci öncelik zamanla da artacak olan insanların kendilerini arayışlarına bir nebzede olsa katkıda bulunabilmek.
Eleştirdiğiniz konuda haklısınız. Çünkü bende sevmiyorum, yazanların hiçbirinin sevdiğini de sanmıyorum.
Ne istiyorsun? Uyguladığında kime ne zararı olacağı bilinmeyen ritüeller mi?
Bir şeyin mantığını ve mekanizmasını çözmeden yapacaklarının nasıl bir etkiye sebep olabileceğini bilmen mümkün mü?
Burası herkese açık bir platform. Web dünyası paylaşılan ne olduğu belirsiz uygulamalardan zarar gören insanlarla dolu.
Analizi güçlü samimi bir arkadaşınıza, bu resmi gösterin ve “Resme bakıp türban gördüm” deyin.
Hocam ben 3 yıldır mülakatlar giriyorum çok istedim çok yalvardım Allahtan polisliği kazanmak istedim gece namazı kıldım yakın olmak için duam kabul olsun diye günlerce namaz anında yalvardım dua ettim türbelere gittim Allahtan zatların bana istemesi için kuran okurken yalvardım ağladım namaz da da ağladım duam da da ağladım ama olmadı kazanamadım evlilik yapıcam elde avuçta yok 4 yıllık besyo mezunuyum atanamıyorum olmuyor yuva kurmak istiyorum olmuyor bekleyenim var 4 yıldır hala bekletiyorum çok canım sıkılıyor bazen uyuyamıyorum takılıyorum ne yapıcam diye pomem parkuru kurup küçük ücret alıp salona geçip insanları hazırladım onlar ilk senesi olmasına rağmen kazandılar son yılımdı yaş geçti ve olmadı çok istememe ve yalvarmama rağmen hala elde avuçta hiç birşey yok işsizim ve çok çaresizim
Öncelikle bir konuda yanlış yapıyorsunuz. Elbetteki zor durumda Allah’tan yardım dilenir ancak “ben bunu yapayım sen de bana bunu ver” tarzında karşılık beklemek için ibadet yapılmaz. Samimiyetinizden dolayı Allah’a yöneldiğinizde tüm yapmanız gerekenleri yaptığınız halde olmuyorsa onda da bir hayır vardır. Herşeyin bir zamanı vardır. Şu an yaptıklarınız zamanı geldiğinde karşılık bulur. Bazen elde etmek için sabır ve kararlılık gerekir.
Merhaba Elif Hanım benim bir duam ver ve bu duam imkansız gibi gibide değil imkansız kısacası ama ben yine de umudumu kesmiyorum her anımda dua ediyorum . Sizce Allah benim pes etmeyişimden dolayı benim duamı kabul eder mi
Merhaba. Dua’yı bir enerji gibi düşünebiliriz. Mutlaka yerine ulaşır. “Kabul oldu” veya “Kabul olmadı” demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. İstediğimiz şeylerin bizim için iyi mi kötü mü olduğunu bilemiyoruz. “Olmadı” dediğimiz şeylerin belki vakti vardır. Israr edilen hiçbir şey boşa gitmez. Şöyle düşünün; bir çocuk sizden ısrarla kendisine şeker almanızı istiyor. Ama siz şeker için para vermek istemiyorsunuz. Ama o yılmadan bunu farklı şekillerde sürekli tekrar ediyor. İstediği şekerin içerisinde yapay boya ve aroma olduğunu biliyorsunuz ve dişlerine zarar vereceğini de biliyorsunuz. Ama ısrarlarına dayanamayıp eninde sonunda sırf onu mutlu etmek için alır mısınız? Çoğumuz dayanamayız. Bu yaptığımız onu o an mutlu eder ama uzun vadede kendisi için zararlı da olsa bir konu da ısrar ettiğinde elde edeceğini öğrenir. Zararını da düşünmez.
Çok boyutlu düşündüğümüzde isteklerimizin bizi nereye götüreceğini bilemeyiz. Ama samimi bir şekilde yapılan dua mutlaka bizim için en hayırlı şekilde karşılık bulacaktır.
Merhaba Elif Hanım ben yaklaşık 2 buçuk yıl önce bir şey diledim bu dileğim benim aklıma ve kalbime bir anda düştü o günden beri benim ne aklımdan ne de kalbimden çıkmıyor ders çalışıyorum dileğimden dolayı derse odaklanamıyorum hoca ders anlatıyor aklım dileğimde evi temizliyorum aklımda yani kısacası her anımda her nefes alış verişimde dileğim yanımda bir süre sonra dileğim ya olmazsa diye düşündüm o günden sonra büyük bir çöküş yaşadım
https://parapsikoloji.net/bir-seyi-cok-isteyince-neden-olmaz/comment-page-1/#comment-17558 bakabilirsiniz.
Ben cok sey istedim ama olmadi.En cok istedigim seyin olmasini her gun beklerdim.Bi gun o seyi hic istemedim veya hic icimden insallah olur demedim inanmicaksiniz ama o gun istedigim oldu acaba tesaduf mu du dedim bilemedim neyse ben kendimi mutlu edemedim ama o istedigim gerceklesince cok mutlu oldum ilk ve son belki bidaha gerceklesir neyse kendinize cok iyi bakin UNUTMAYINKİ SİZİN ŞİKAYET ETTİGİNİZ HAYAT BAŞKALARININ HAYALİDİR..!
Merhabalar borclarimizdan dolayi ve kredisini odeyemedigimizdan dolayi evimizi satmak istiyoruz fakat 2 yildir satamiyoruz.Hergun dua ediyorum.sadece evimi satip borcumuzu odemek istiyorum havadan para da istemiyorumm.Bunun kime ne zarari olabilir niye satilmiyor ki diye hep sorguluyorum.Hep satilacagi anda bir aksilik cikiyor musteri vazgeciyor.hep direkten donuyor Esimle artik iyice sinirlerimiz bozuldu anlam veremiyoruz basit bir ev satilma olayi neden bu kadar uzadi neden hep bir sanssizlik oluyor diye.cok israrci olmamiz mi geri tepiyor diyorum ama israrci olmayip oluruna da birakamiyoruz.cunku gun gectikce borclarimiz buyuyormNasil davranacagimizi sasirdim.
Merhaba. Şunu düşünün. Birisi size gelse ve ısrarla sattığı ürünü almanızı istese neden almak istemezdiniz? İhtiyacınız yoksa almak istemezsiniz ama özellikle ısrar edildiğinde sizde almamak için neden karşı bir atak oluşturursunuz?
Çok istenilen bir konu olmuyorsa bunun çok farklı nedenleri olabilir. Nazar, astrolojik etkiler, istediğiniz şekilde sonuçlanmadığında verilen tepkiler, o anki ekonomik durumlar, farkında olmadan geçmişte benzer bir konuda birisini kınamanız veya büyük konuşmanız vb.
Ben olaya kendi açımdan bakarak değerlendireyim, sebepler çok farklı olabileceği için size uymayabilir belki. Uzun süredir aşırı bir beklenti içerisine girip sonucun istediğiniz şekilde gerçekleşmemesi negatif enerji birikimine neden olur. Çoğu zaman “uzun süredir satmaya çalışıyorlar ama satamıyorlar” gibi düşüncelere de neden olacağı için almak için talip olanlarda bir şekilde farkında olmadan etki altında kalırlar. Oluşan bu enerjiyi kimse göremez ancak ruhsal algı denilen bir mekanizma var. Bu mekanizma olumlu enerjileri de olumsuz enerjileri de algılayabilir. Daha önce hiç görmediğiniz insanlarla ilk karşılaşmanız esnasında onlar hakkında edindiğiniz olumlu veya olumsuz izlenimde bunun en basit halidir.
Ev satılmadıkça siz gerilirsiniz, bu gerilim olayların gidişatını ve sonuçları da bir şekilde etkiler. Belki fiyatı düşürürsünüz gene yoğun bir beklentiye girersiniz, olmayınca tekrar gerilim başlar. Bir noktadan sonra konu evi satmaktan ziyade sonuca kilitlenmenize neden olur. Artık istediğiniz, evin satılmasından çok istediğinizin gerçekleşmesi haline gelir. Bu gibi durumlarda tüccarları veya bu işi yapanları inceleyin. Davranış ve tutumlarına dikkat edin.
Gerilimi ve olayların gidişatını değiştiren bazı anahtarlar vardır. Bunlardan biri sadaka vermektir. “Verme” eylemi insandaki negatif enerjileri deşarj edip rahatlatır. Ancak bunu yaparken “Ben sadakamı verdim, haydi satılsın artık” düşüncesi ile hareket etmeyin. Siz sadece kilitli olan kapıların açılması için kapıların aralanmasını sağlayacak yöntemlerden birini deneyeceksiniz. Sonuca odaklanıp ta beklentilerinizi sizi daha da olumsuz etkileyecek bir hale getirmeyin.
Olayların gidişatını etkileyecek faktörlerden biri de duadır. Duası kabul olacak insanların duasını almaya çalışın. Büyüklerinizden rica edin. Çaresizlik karşısında gurur ve kibri kırmak insanı rahatlatır. Negatif enerjilerin boşalmasını sağlar. Masum ve çaresiz kalmış insanları en azından mutlu etmeye çalışın. Onlardan sizin için dua etmelerini rica edin.
Duaların en çok kabul olduğu zaman dilimlerinden biri gün ağarmadan hemen önceki zaman dilimi ile herkesin uyuduğu ve ilahi katlarla bağlantı kurulan gece 2-3 civarlarıdır. O saatlerde dua edin.
Atacağınız hangi adımın çözümsüz kalan işinizi çözeceğini bilemezsiniz. Tüm yolları denemeye çalışın. Herşeye rağmen olmuyorsa belki çekilmesi gereken bir sıkıntı vardır. Belki mal ve mülkün huzur getirmeyeceğini anlamanız gerekiyordur. Geçmişte sizden dolayı başka biri sıkıntı çekti mi? Evi alırken bir yanlış yaptınız mı? Birilerinin kalbini kırdınız mı? Onlara bakın. Eğer öyle bir durum varsa onların gönlünü almanız gerekir.
bizde yıllardır ev sahibi olmak istiyor uz ve malesef hep birşeyler çıkıyor. 15 senedir Her oturduğum evi mis gibi tertemiz bıraktım çıktım. youtube da dekorasyon da paylaşıyorum kiralık evleri kendi evimmiş gibi benimsiyotum. fakat almaya gelince istediğim gibi bir ev yok bütçe de zaten sınırlı. şu an 6 aylık taşıdığımız evden yine çıkmak zorundayız satacakmış ev sahibi resmen kullandı bizi boş kalmasın diye bütün eşyalarım da taşımaktan zaten harap oldu. Bence satamamak değil de siz o evi satınca üzülecek misiniz ? sattığınız için . Çünkü hâlâ tutunuyor olabilir misiniz? o eve .özleyeceksiniz her bir köşesini yaptıklarınızı emeklerinizi. Bence ev ile aranızdaki bütün bağları kesmelisiniz. Ailecek …Çünkü 1 kişi bile evden çıkmak istemiyor sa enerji serbest kalmaz. Sevgili evim şimdiye kadar bana veya bize vermiş olduğun hizmetten dolayı teşekkür ederim. Sesinle olan bütün bağlarımı kesiyor ve yeni bur ev enerjisine geçmeyi talep ediyorum diye ev ile konuşun. Göreceksiniz ki ev ile aranızda enerji değişince satılacaktır.
Kalp kırıklığı malesef hiçbir makaleye sığdırılamaz.
“Eğer doğuştan gelen özellikleriniz birbirinizle çatışmanıza neden oluyorsa!” kısmından başlayın. Sorunların kökenine inin, nedenlerin cevaplarını bulun. Evlilikle sonuçlanmasını istediğiniz bir birliktelikte duygusallıkla yapılan ısrarlar ileride daha büyük sorunların yaşanmasına neden olabilir. İstisnai durumlarda, kavganın ve ayrılığın tüm sorumlusu sizseniz yapmanız gereken, tatmin edici boyutta özür dilemektir. Ortada duran bir sorunu çözmeden herşeyin kendiliğinden hallolmasını bekleyemezsiniz.
Konuyu farklı bir açıdan ele alalım. Her ikinizde bir araya geldiğinizde ileride mutlu olabileceğiniz uyuma ve özelliklere sahipseniz…
Samimi iseniz ve gerçekten seviyorsanız kalbiniz kırıktır. Haklı ve kalbi kırık olan insanlar ruhsal anlamda çok hassaslaşırlar. Rüyaları, yaşamları, bakış açıları ve hassasiyetleri değişir. Sadece şunu hayal edin
“Zihninizde, bir araya gelip konuşabileceğiniz bir yerde karşılaştığınızı hayal edin. Ellerinden sımsıkı tutun. Sizi affetmesini isteyin, kalbinizin sızladığını ve bir arada iken ikinizinde çok mutlu olduğunuzu hayal edin” gerçekten seviyorsanız, samimi iseniz ve sizi unutmamışsa bu mutlaka karşılık bulur. Dualarınızın Sonunu “ikiniz için de mutlulukla sonuçlanacaksa şeklinde bitirin. (İmajinasyon ve Parapsikoloji Çalışmaları konusundan neden bu tür bir çalışma yapacağınıza bakabilirsiniz)
İki insanı ilgilendiren konularda şunlara çok dikkat edin.
– Ego yapmayın. Sadece kendinizi düşünmeyin. Mutluluk tek taraflı değildir.
– İstenen sonuçtan başkalarının olumsuz etkilenmemesine dikkat edin. Bir yaparken iki bozmayın.
– Başkaları görsün, bilsin, taktir etsin, beğensin, alkışlasın gibi düşünceler katmayın.
Öncelikle yazdıklarınızdan çok motive oldum ve içimdekileri size anlatmakla yanılmayacağımı düşünüyorum umarım yardımcı olursunuz Elif Sude Hnm
Benim çok ama çok sevdiğim biri var evlilik yoluna girdik o kişiyle ama durumlar biraz karışık olduğu için engeller peşimizi bırakmıyor ve bırakmak bilmedi bir türlü kendi aileme anlattım sevdiğim kişinin huyunu suyunu karakterini kişiliğini ve onu çok sevdiğimi bile dile getirdim her defasında ama ailem karşı çıkıyor bu duruma bunun için napmalıyım onlarda çok iyi biliyor bu kararımdan vazgeçmeyeceğimi ve bunu sürdürüyorlar ama ben istiyorum sonuç olarak eski çağda yaşamıyoruz bu tür şeyler gönül işi kimse kimseye zorla bir şey de yaptıramaz eğer ki benim kendi rızam varsa bu durumda onların vazifelerini yerine getirmeleri en doğru şey olduğunu düşünüyorum ama nr yaptıysam ne ettiysem bir türlü beni dinlemiyorlar zamana bıraktım bende bu durumu 6 ay oldu bekliyorum hiç bir sonuç alamadım henüz ne yapmam gerek yardımcı olursanız çok sevinirim benim gayem o ki herşey gönül hoşluğuyla olsun kimsenin kırılmasına incilmesine gerek kalmadan ama ne yaptıysam hangi yolu denediysem nafile boş faydasız bir sonuç elde edemedim seviyorum yaa sevginin aşamayacağı hiç bir engelin olmadığını da çok iyi biliyorum
Elif Hnm sizden tek ricam bu yazdıklarımı gördükten sonra bana yardımcı olmanız
Rumuz ( Bay )
Şimdiden Teşekkürlerimi sunarım…
Ailenizi kırmadan, onları incitmeden onay vermelerini sağlayın. Gerekirse bir kaç yıl bunun için bekleyin. Belli bir yaştan sonra doğrudan sizin hayatınıza müdahale etmeleri doğru değil, sizin de kendinize göre haklarınız var ancak bir ömür boyu arkanızdan size sürekli sitem eden bir anne baba bırakmamaya özen gösterin. Onların olumlu yönde de olumsuz yönde de enerji boyutundaki etkileri çok farklıdır. Kalplerini kırmadan razı etmeye çalışın. İçinizdeki sevginin onların kalplerini yumuşatacağına eminim.
Eski sevgilimle iki ay once ayrildik. Bir ay once cok kotu bir sekilde kavga ettik. Beni bir daha rahatsiz etme dedi mesela. Ve suan onunla barismak istiyorum. Istegim nasil gerceklesebilir bu makaledeki konularin hangisine girer bu istek? Tesekkurler simdiden.